26 Aralık 2011 Pazartesi

Being Jim Morrison

Morrison'ı hepimiz biliyoruz. Ya da "Mr. Mojo Risin". 27 yaşında ölme akımını başlatan adam, The Doors'un solisti, gelmiş geçmiş en iyi 3 sesten biri, tarihin gördüğü en iyi şarkı yazarlarından vsvs. Morrison olmak diye bişey yok efenim. Çünkü hiç birimiz o kafaya ulaşamayız asla. Onu geçelim bi. En azından anlamaya çalışabiliriz, gerizekalılar bi adım geriye şimdi..

Morrison için nihilizmin dibine vurmuş hatta o dönem akımın öncülerinden olmuş diyebilir miyiz? Hayır. Çünkü nihilizmin doğrudan kendisi olmuştur bu abi. Friedrich Nietzsche, Albert Camus, Dylan Thomas ve Charles Baudelaire hayranıdır. Müzik adamı olmasaydı nihilist bir filozof olacagına kesin gözüyle bakılabilirdi.

Aslında, sahnede mastürbasyon yapması, akabinde tutuklanması, yine sahnede annesine-babasına küfür etmesi ve konserlerinden önce otel odasının balkonundan kendini sallandırması dışında normal bir birey sayılabilir.

Sinemasever bi abi olarak Morrison "Filmler yapay olarak döllenmis ölü fotograflar bütünüdür." tarzı açıklamalarıyla bir dönemin zihninde derin aydınlanmalar yaratmış, toplu sinema baskınlarına sebebiyet vermiştir. Kendi hayatını sinemada izlese Val Kilmer'i kıskanır mıydı? bilinmez.

The Lizard King (Kertenkele Kralı) lakabını kendisine vermesinin sebebi; kertenkelelerin dünyadan yok olsa da ekosistemin bozulmayacağını öğrenmesidir. Kertenkeleleri tam bağımsız hayvanlar olarak tanımlar ve kendini onların kralı ilan eder.

Tüm zamanların en çok groupie elde etmiş adamıdır. Sevgilisine çok çektirmiştir bu özelliğiyle. En sonunda dayanamayan sevgilisi 2 kg kokain ile birlikte annesinin evine kaçmış olabilir de. Bu olaylardan sonra sevgilisi Pam'in ölüm teorilerine konu olması kaçınılmaz bi sondu.

Jim Morrison bi filozof, bi şair, bi müzik adamından öte bize bişeyler anlatmaya gelmiş peygamberden hallice güzel bi adamdı. Ölüm onu evinin küvetinde kucakladıgında kan kusuyodu. Ölüm nedeni asla araştırılmadı. Bi çok teori ortaya atıldı, kimi çılgınca "yaşadığını" söylüyo, kimi suikasta kurban gittiğini..

Lizard King 1971'in 3 Temmuz'unda aramızdan ayrılalı 40 yıl oldu. Kuşaklar değişti ama onun bi müzik tanrısı olduğu gerçeği, fikirleri, sesi ve yüzü asla değişmedi, değişmeyecekti.

"Tanrılar hayalerle uyuşturur bizi. Bize kitaplar, konserler, galeriler, şovlar, sinemalar verirler. Özellikle de sinemalar... Sanat yoluyla kafamızı karıştırır ve kendi köleliğimizin içinde kör ederler bizi. Sanat, hücre duvarlarımızı süsler, sessiz ve bir örnek tutar bizi.."

Jim Morrison



                                          The Doors (1991)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder