Bildiğiniz üzere Oasis'in beyni, dahi Noel abimiz kardeş Liam'a daha fazla tahammül edemeyerek akabinde gruptan ayrılarak solo projelere yönelmişti. Geçtiğimiz yıl Noel abi (evet bu kadar samimiyiz) 3. solo çalışmasını yayınlamış (ne kadar solo tartışılır) biz Oasis severlerin hasret ateşini bi nebze olsun söndürmüştü. Yaramaz çocuk Liam'ın kadife sesi olmadan naparız biz derken, büyük abi kendi topluluğunu oluşturmuş (bkz:başlık), çalışmalara başlamış, bizleri büyük beklentiler içine sürüklemişti.
En çok merak edilen ise Noel'in Oasis dönemi tarzını koruyup korumayacağı yönündeydi. Lâkin albümü dinledikten sonra içimiz ferahladı diyebilirim. Gayet yerli yerindeydi her şey. Oasis'in Noeli olduğu gibiydi, değişen bi şey yoktu, dahi yine dahiydi. Kısmen de olsa Oasis tadı alınmıştı.. Dinledikçe açan, yavşatan, gevşeten, güzel düşüncelere sevk eden bi albüm yaratmıştı üstad. Halk arasında "uzun yol albümü" dediğimiz türden, 90'lar Oasis'ini özleten, nedense bahar tadında bi çalışma olmuştu.
Albümde yine bi bütünlük söz konusu. Harika sözler ve işleyen bi hikaye, yani Noel klasiği. İnsanı sokaklara, yolculuklara, hatta ani kararlara iten, o enfes Noel bestelerini ne biçim özlemişiz lan dedirten, bi vaha gibi imdada yetişmişti. Beady Eye'ın Differet Gear Still Speending'inden çok daha oturaklı, akıcı, hisli bi albüm bi kere (Liam'a bulaşmasam olmazdı). Albümün dikkat çeken parçaları; What A Life, Broken Arrow, Stop The Clocks ve şahsen en sevdiğim A Simple Game Of Genius.
Video kliplerden bahsedelim. Albümden 2 video klip yayınlandı. Her ikiside birbiriyle ilişkili olmasının yanı sıra hikaye örgüsüyle de dikkat çeken çalışmalardı. Yayınlanma tarihi sırasına göre paylaşıyorum, iyi seyirler.
The Death Of You And Me
If I Had A Gun..
AKA... What A Life !
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder