Ada'da herkesin gözü kulağı Brit ödüllerindeydi. Ancak hayal kırıklığı oldu. Brit Awards eski tadından çok uzak amatör bi ödül töreni olup evrimini tamamlamış durumda maalesef..
Her şeyden önce o kötü albümüyle Coldplay'e üçüncü kez en iyi grup ödülü verilmesi kabul edilebilir bi durum değil. Coldplay kendini kanıtlamış, müziğin son 10 yılına damga vurmuş gruplardan biridir orada hemfikiriz fakat bu sene çok daha sağlam işler çıkaran gruplar varken ödülün gitmemesi gereken taraftı kendileri.
Eurovision tadında ilerleyen ödül töreninde kazananları aşağıda vereceğiz. Fakat sevindirici olan bi kaç hadiseyi de paylaşmasak olmaz. Blur müziğe yaptığı katkılardan dolayı hiçte yabancı olmadığı ödülü bir kez daha aldı. Grubun tekrar birleşmesiyle İngiltere'de tekrar gözbebeği durumuna gelmesi bir oldu diyebiliriz.
En iyi uluslarası grup kategorisi ilgimi çekiyordu en çokta. Fleet Foxes alsın isterdim ama Dave Grohl'un Foo Fighters'ı bu seneki ödül koleksiyonuna bi yenisini daha ekledi. Çıkış yapan gruplar kategorisinde ise favorimiz Lana Del Rey hakkıyla ödül alan 2 isimden biri oldu. Sahneye çıktığında pek bi çekingen ve mahçuptu kızımız. Canım ya.
Adele bildiğiniz gibi. En iyi bayan solo ve en iyi albüm ödüllerini aldı ve sevenlerinin tüylerini kaldıracak bi performans sergiledi. Ardından bir diğer ödül sahibi Rihanna abartılı sahne şovuyla ağızları açık bıraktı. Gecenin olayı ise birazdan gerçekleşecekti. Outstanding Contribution to Music ödülü alan Blur sahneye çıkacaktı. Öncesinde Adele son ödül olan Yılın albümü ödülü için sahneye davet edildi. Ancak kendisine konuşma şansı tanınmadan sözü kesilerek zaman problemi nedeniyle sahneden inmesi gerektiği söylenince, Adele sert çıkıştı ve orta parmağını göstererek sahneden ayrıldı. Hayranları olayı protesto ederken Blur sahneye çıktı ve sırasıyla Girls & Boys, Song 2 ve Parklife'ı seslendirerek töreni noktaladı.
İşin aslı Blur'u gerçekten özlemişiz fakat Adele'e yapılan saygısızlık diğer güzellikleri az da olsa gölgede bıraktı. Zira törenden sonra konuşulan tek şey Adele'e yapılanlardı.
Son olarak Blur'un tekrar biraraya gelmesi ve konserlerine hız kesmeden devam etmesi müzik adına sevindirici gelişmeler. Son duyuruya göre Blur, Londra 2012 Olimpiyatları açılış konserlerinde Hyde Park'ta konser verecek.
Bir saçma töreni daha nedensizce anlatmaya çalıştım. Taş olurum inşallah. Hadi bakalım.
Kazananlar için haydi şuradan..
İyi geceler.
Reha Muhtar
Adele Mevzusu
blur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
blur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
22 Şubat 2012 Çarşamba
Ada'da olan biten.
Etiketler:
blur,
brit awards,
müzik
19 Şubat 2012 Pazar
Tarihten bir kesit: Blur vs Oasis
Brit ödülleri yaklaşırken, ödül tarihin en sansasyonel olaylarından birini yazmamak olmazdı..
Aslında iki dost grup veya düşman kardeşler demeliyiz onlar için. Blur'dan Damon ve Oasis'den Liam dude ve bro olarak takılıyordu, ta ki İngiliz medyası devreye girene kadar. O andan itibaren Ada'nın en popüler kapışmalarından biri gerçekleşecekti. Bi tarafta okullu, soylu Londralılar; Blur diğer tarafta ise Manchester'ın asi alaylıları; Oasis.. Britpop altın çağını yaşıyordu. Fakat bu yeni türün adamlarının uslu durmaya pek niyeti yoktu..
Her şey 95' Ağustos'unda Blur'un Country House single'ını Oasis'in Roll With It'i ile aynı gün piyasaya sürmesiyle başladı. O andan itibaren medyanında inanılmaz gayretiyle 'kankaların' arası açıldı ve birbirinden ağır sözler telaffuz edildi. Gerginlik bitti denildiği an tekrar başlıyor Noel Londra tarafına "zevksiz, orta sınıf serserileri" diyor karşı cepheden ise "Cahiller ordusu." şeklinde tepki alıyordu.
Daha önce de bahsettiğimiz yaramaz çocuk Liam olayları yatıştırmaya çalışsa da bu kez abi Noel rahat durmuyor gerginliği tırmandırıyordu.. "Umarım Blur üyeleri HIV kapar" şeklindeki açıklamasıyla Noel olaya level atlatmıştı.. 1995 yılında Blur Parklife'ı piyasaya sürmüş ve Brit Awards'da 4 ana ödülü kaptığında sahnede Oasis'e teşekkür ederek saygılarını iletiyordu.. Bu inceliğin üzerine tam da olay kapandı derken 1996'da Londra ve Manchester tekrar Brit ödüllerinde karşı karşıya geliyordu...
Bi tarafta Blur'un The Great Escape'i diğer tarafta ise Oasis'in ve aynı zamanda tarihin en iyi albümlerinden biri olan What's the Story Morning Glory'si yarışıyordu. Bu kez Manchester rövanşı 3 ana dalda ödülü kaparak aldığında sahnede müzik tarihinin en ilginç ayarlarından biri verilecekti.. Best Album açıklandığında sahneye çıkan Oasis üyelerinin kafaları bi hayli kıyaktı. Mikrofona yapışan Liam bi kaç klişe tekrarladıktan sonra Blur'un Parklife'ını birazcık değiştirerek diğer grup üyeleriyle söylemeye başladı:
All the people
So many people
They all go hand in hand
Hand in hand through their shitlife..
Ardından sahnenin önüne gelerek Brit heykelciğiyle seyircelere sırtı dönük şekilde eğilerek ilginç hareketlerde bulundu ki onu ben anlatmayayım siz izleyin;
Evet, olayın bi galibi yoktu. İki grupta henüz genç ve bol miktarda uyuşturucu tükettiğinden çok fazla şaşılmaması gereken tavır ve hareketlerde bulundular. Olayın galibi medya oldu. Yüksek tirajlar elde edildi, malzeme nasıl olsa geliyordu..
Her iki grupta didişir dururken Pulp aradan sıyrılmayı başarıp güzel işlerin altına imza attı. Dedik ya Britpop en değerli günlerindeydi. Aslına bakarsınız misyonunu tamamlamış, Grunge'ı da bitirmişti..
Blur ve Oasis'in tarzı britpop olsa da nedense bi grup insan aksini iddia etmekte. Onlardan biride benim. Tarzları benzetebilseydim belki bi karşılaştırma yapardım ama mevcut koşullar altında bunu doğru bulmuyorum. Lâkin iki grup içinden Manchester'lı olanı kulağıma daha fazla hitap etmekte, bunu ayrıca belirtmem gerek..
Blur ise deneysel çalıştığı için saygı duyulası, el üstünde tutulası bi grup. Fifa serisindeki Song 2 nasıl unutulur ki en basitinden? Hemen hemen tüm albümleri de başarılıdır fakat sonuç olarak taraflı tarafsız herkesin kabuludur ki efsane Oasis olmuştur.. Bunda İngiltere ve Amerika'nın yeni Beatles arayışının da çok fazla etkili olduğu inkar edilemez. Velhasıl, onlar Manchester'lıydı, sert çocuklardı, şehrin altın çağının en önemli ürünüydü ve esasında Londra'lılar hiç sevilmezdi..
Dönüp baktığımız zaman günümüze gelindiğinde Blur dağılmış, Damon Gorillaz'ı kurmuş, Oasis dağılmış, Liam Beady Eye'ı, Noel ise kendi adını taşıyan bi grup kurarak yoluna devam etmiş.. Bizim payımıza ise güzel şarkılar ve birazda hayal kırıklığı düşmüş.
90'ların British sound'una saygı ve özlemle..
Blur - Girls & Boys
Aslında iki dost grup veya düşman kardeşler demeliyiz onlar için. Blur'dan Damon ve Oasis'den Liam dude ve bro olarak takılıyordu, ta ki İngiliz medyası devreye girene kadar. O andan itibaren Ada'nın en popüler kapışmalarından biri gerçekleşecekti. Bi tarafta okullu, soylu Londralılar; Blur diğer tarafta ise Manchester'ın asi alaylıları; Oasis.. Britpop altın çağını yaşıyordu. Fakat bu yeni türün adamlarının uslu durmaya pek niyeti yoktu..
Her şey 95' Ağustos'unda Blur'un Country House single'ını Oasis'in Roll With It'i ile aynı gün piyasaya sürmesiyle başladı. O andan itibaren medyanında inanılmaz gayretiyle 'kankaların' arası açıldı ve birbirinden ağır sözler telaffuz edildi. Gerginlik bitti denildiği an tekrar başlıyor Noel Londra tarafına "zevksiz, orta sınıf serserileri" diyor karşı cepheden ise "Cahiller ordusu." şeklinde tepki alıyordu.
Daha önce de bahsettiğimiz yaramaz çocuk Liam olayları yatıştırmaya çalışsa da bu kez abi Noel rahat durmuyor gerginliği tırmandırıyordu.. "Umarım Blur üyeleri HIV kapar" şeklindeki açıklamasıyla Noel olaya level atlatmıştı.. 1995 yılında Blur Parklife'ı piyasaya sürmüş ve Brit Awards'da 4 ana ödülü kaptığında sahnede Oasis'e teşekkür ederek saygılarını iletiyordu.. Bu inceliğin üzerine tam da olay kapandı derken 1996'da Londra ve Manchester tekrar Brit ödüllerinde karşı karşıya geliyordu...
Bi tarafta Blur'un The Great Escape'i diğer tarafta ise Oasis'in ve aynı zamanda tarihin en iyi albümlerinden biri olan What's the Story Morning Glory'si yarışıyordu. Bu kez Manchester rövanşı 3 ana dalda ödülü kaparak aldığında sahnede müzik tarihinin en ilginç ayarlarından biri verilecekti.. Best Album açıklandığında sahneye çıkan Oasis üyelerinin kafaları bi hayli kıyaktı. Mikrofona yapışan Liam bi kaç klişe tekrarladıktan sonra Blur'un Parklife'ını birazcık değiştirerek diğer grup üyeleriyle söylemeye başladı:
All the people
So many people
They all go hand in hand
Hand in hand through their shitlife..
Ardından sahnenin önüne gelerek Brit heykelciğiyle seyircelere sırtı dönük şekilde eğilerek ilginç hareketlerde bulundu ki onu ben anlatmayayım siz izleyin;
Evet, olayın bi galibi yoktu. İki grupta henüz genç ve bol miktarda uyuşturucu tükettiğinden çok fazla şaşılmaması gereken tavır ve hareketlerde bulundular. Olayın galibi medya oldu. Yüksek tirajlar elde edildi, malzeme nasıl olsa geliyordu..
Her iki grupta didişir dururken Pulp aradan sıyrılmayı başarıp güzel işlerin altına imza attı. Dedik ya Britpop en değerli günlerindeydi. Aslına bakarsınız misyonunu tamamlamış, Grunge'ı da bitirmişti..
Blur ve Oasis'in tarzı britpop olsa da nedense bi grup insan aksini iddia etmekte. Onlardan biride benim. Tarzları benzetebilseydim belki bi karşılaştırma yapardım ama mevcut koşullar altında bunu doğru bulmuyorum. Lâkin iki grup içinden Manchester'lı olanı kulağıma daha fazla hitap etmekte, bunu ayrıca belirtmem gerek..
Blur ise deneysel çalıştığı için saygı duyulası, el üstünde tutulası bi grup. Fifa serisindeki Song 2 nasıl unutulur ki en basitinden? Hemen hemen tüm albümleri de başarılıdır fakat sonuç olarak taraflı tarafsız herkesin kabuludur ki efsane Oasis olmuştur.. Bunda İngiltere ve Amerika'nın yeni Beatles arayışının da çok fazla etkili olduğu inkar edilemez. Velhasıl, onlar Manchester'lıydı, sert çocuklardı, şehrin altın çağının en önemli ürünüydü ve esasında Londra'lılar hiç sevilmezdi..
Dönüp baktığımız zaman günümüze gelindiğinde Blur dağılmış, Damon Gorillaz'ı kurmuş, Oasis dağılmış, Liam Beady Eye'ı, Noel ise kendi adını taşıyan bi grup kurarak yoluna devam etmiş.. Bizim payımıza ise güzel şarkılar ve birazda hayal kırıklığı düşmüş.
90'ların British sound'una saygı ve özlemle..
Blur - Girls & Boys
Etiketler:
blur,
brit awards,
oasis
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)